Merhaba kıymetli okuyucularım.
Toplum olarak geçmiş yıllarda yaşadığımız olayları bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirelim. Dilerseniz bazı yaşanan durumları birlikte hatırlayalım.
Siyasetçilerin topluma karşı üslup ve diğer yönleriyle örnek olmamaları,
İnsanım diye dolaşanların, insanlıktan nasibini almamışların, uğursuzların cana, mala, namusa ve çocuklarımıza kastedenlere ömür boyu hapis cezalarının verilmemesi,
Tecavüzcülerin hadım edileceği bir adalet anlayışının olmaması.
Haklı olmak adına paraya ve tanıdıklara ihtiyaç duyulmayan adaletli bir ülke olamamayı…yaşadık, yaşıyoruz.
Peki bizi bu hale getiren şey ne?
Suçun bu kadar artması,
Can güvenliğimizin olmaması,
Her gün cehalet sayesinde giden hayatlar ile kadına yapılan şiddet ve cinayetler,
Küçücük yaşta tacize-tecavüze uğrayan yavrular, kadınlar…
Ahlaksızlık…Hepimiz dürüst ve erdemli olmalıyız.
Virüs belasını hala göz ardı ederek, aşı olmamakta direnen insanların canlarımıza nasıl kastettiklerini görmemezlikten gelerek bu duruma yol açanlara yaptırım uygulanmaması.
Bunun için…Maske, mesafe ve sağlığa uygunluk kurallarına uymayan, serseri mayın gibi toplum içinde gezinenlere gerekli yaptırımları getirmeliyiz.
Yarınlarını düşünebilme becerisine sahip insanlarımız için mücadele dün vardı, bugünde var, yarında var olacaktır.
Sonuç; Ülke olarak aş, iş, kadın cinayetleri, orman yangınları, deprem, sel, iş yerlerindeki can güvenliği ile illet hastalığın son bulması umuduyla;
2022’nin ülkemize,dünyaya sağlık, huzur, adaletin üstün olduğu bir yıl getirmesini dilerim..
İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır.
Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşçakalın
KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMANI