Merhaba kıymetli okuyucularım; Hemen her şeyin para, iktidar, sosyal statü elde etmek etrafında döndüğü, bunların elde edilmesi için her yolun mubah sayıldığı bir çağda ve ne yazık ki böyle bir toplumda yaşıyoruz.
Bunlar elbette bu çağın, sadece bizim yaşadığımız toplumun virüsleri değil, geçmiş çağlarda da vardı bu virüsler, başka toplumlarda da var bunlar. Günümüzde yeni olan şey, bu virüsün çok daha fazla sayıda insana bulaşmış olmasıdır.
Sanki tüm dünyayı tesiri altına alan bir salgın hastalık, sınır tanımadan yayılıyor ve Ahsen’i (“Yaratılışın en güzeli”) takvim olarak yaratılmış insan ruhunu kirletiyor. Kaygılı, öfkeli, yalnız, özsever, ahlaksız bir varoluş modeli karşı koyulmaz gibi görünen hızla kitlelere, özellikle ergen ve gençlerin hayatlarına nüfuz ediyor.
Küreselleşme, çağdaşlaşma, uygarlaşma adları altında sunulan bu süreç, aslında karşılıklı bir etkileşim yerine, batıdan doğuya tek yönlü bir akış hüviyetine dönüşmüş durumda.
Bu sorgulamadan kabulleniş, bir yandan fertlerin, özellikle ergen ve gençlerin, ruh sağlığını bozarken, bir yandan da toplum bedenini oluşturan temel hücre mesabesindeki aile yapısını hayati tehlikeye sokuyor.
Bazıları çaresiz bir teslimiyet içeresinde bu süreci sineye çekerken, bir grup sorumluluk hisseden insan, STK’ lar vasıtasıyla bu yozlaşmaya karşı koymaya çalışıyor.
Günümüzde Aile hekimliği gibi ruh sağlığı açısından da koruyucu hekimliğin önem kazandığının altını çizerek bu konuda yapılması gereken tespit ve görüşleri iki başlık altında sizlerle paylaşmak istiyorum.
Katılımcıların tespitleri:
1- Gençlerin ve ailenin korunması için öncelikle kişilerin ruh sağlığının korunması gerekmektedir.
2- Gençler arasında Nar sizim (Kişinin kendini sevmesi ) kaygı, depresyon, gizli bulama gibi semptomlar hızla artmaktadır.
3- İş odaklı hayata bakış aileyi yıpratmaktadır,
4- Ruh kirliliğine neden olan en büyük etken medyadır.
5- Kimlik bunalımı yaygınlaşmaktadır.
6- Hap, alkol ve sigara kullanımı gençler arasında hızla artmakta ve yaş oranı aşağılara inmektedir.
7- Şiddet ve cinsellik normalleşerek hayatımıza girmektedir.
8- Ahlaki rölativizm (bir diğer adıyla görecelik kişiden kişiye değişen bir felsefi akım)yaygınlaşmaktadır.
9- Sorunun temelinde modernizemin insan tanımlaması vardır.
Çözüm olarak öne sürülen görüşler;
1- Kişilerin anlam dünyalarını yeniden üretmeleri gerekmektedir.
2- Umutsuzluğu kırmak için gençlere yolun açık olduğunu göstermek gerekir.
3- Vahyin insan modelini öne çıkarmak gerekir.
4- Problemler ve problemlerin kaynağını tespit etmek üzere bilimsel çalışmalar yapılmalı.
5- Gençlerin ilgisini çekecek ve onları iyiye yönlendirecek sanatsal faaliyetler organize edilmeli.
6- Medyanın gençliği olumsuz etkileyen yanları tespit edilerek alternatif programların yapımı teşvik edilmeli,
7- Kendi tarihimizde var olan değerlerimizle gençliği buluşturacak programlar düzenlenerek küreselleşmenin tek taraflı etkilerine karşı mücadele edilmelidir.
8- Bu çalışmalar tsunami’ye karşı bir dalga kıran işlevi görmelidir.
Sonuç olarak; Toplumsal ve Küresel boyutlardaki yozlaşmaya karşı beyin fırtınası oluşturmak adına günümüzde aile hekimliği gibi ruh sağlığı açısından da koruyucu hekimliğin öneminin bilinmesini.
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. (Kazım İLHAN)
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. (Kazım İLHAN)
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın.