Merhaba kıymetli okuyucularım; Samsun Vezirköprü de ( KÖPRÜDE ) yaşanmışlıkların; EDER VE DEĞERİNİ bilen ve köprümüze âşık olan insanlar için Muammer CEBECİ Kardeşimizin nede güzel akıcı bir üslupla anlatmış olduğu yaşanmışlığı siz okurlarımla paylaşmak istedim.
Nedeni ise yaşanmışlık anısını okuduğunuzda dün ile bugün arasındaki aile, komşuluk, dini dili ne olursa olsun köprü halkının birliktelik adına bağlılık yaşamını resmini gözlemleyeceksiniz.
Buyurun Vezirköprü’den Muammer Cebecinin Anıları ( 1 )
EMPERYALİZMİN KÜLTÜR ŞOKU; Hemen her gün televizyonlarda veya sosyal medyada izlediğimiz davranış bozuklukları veya kaba tabiri ile psikopatlık, aynen pandemi gibi yaşadığımız her yere ve her alana yayılarak kılcal damarlarımıza kadar yerleşti.
Dün insan sevgisi, hoşgörü, yardımlaşma, paylaşma, vefa, sadakat duyguların yuvası olan yüreğimiz, hangi ara kabalığın, görgüsüzlüğün, kibrin, nefisin ve menfaatin esiri oldu?
Yaşadığımız evrende bilginin, teknolojinin inanılmaz gelişimi ile yaşam konforu yükseldikçe, insani değerlerden uzaklaştığımızı fark ediyoruz.
Prof. Mehmet Çog'un ( Mekanı Cennet Mis Dede'nin torunu) "Vezirköprü Nüfus Defteri- 1831" kitabında; Vezirköprü merkezde, Türk ve Ermeni vatandaşlarımızın bir arada yaşadığı anlatılıyor.
Dini inançları farklı olan bu iki millet, ibadetleri için camiler ve kiliseler yapmışlar ve birbirlerinin inançlarına karışmamışlardır. Öyle ki azınlıkta olan Ermeni vatandaşlarımız, ülkemizin birçok yerinde ayrı sokak, ayrı mahallelerde ikamet ederken,
Vezirköprü'müzün her mahallesinde rahatlıkla, gönül huzuru ile yaşamışlardır.
İlgili kitapta Hıristiyan vatandaşlarımız; Yeni Camii Mah. 28 hane, Uzun Sokak Mah. 26 hane, Taşkale Mah. 19 hane, Laz Mah. 10 Hane, Abdül latif Mah. 10 hane, Çayır başı Mah. Tabakhane Mah. 6 hane, Cedid Mah. 2 hane ve Abdülgani ve Değirmen başında 1'er hane şeklinde dağınık şekilde ikamet etmişlerdir.
Bu Vezirköprü İnsanının hoşgörü ve komşuluğa verdiği değeri gösterir.
Belki bu değerlendirme için " O zamanlarda milletlerin bir arada yaşadığı imparatorluk kültürü vardı, bu gayet doğal..." eleştirisi gelebilir.Öyle düşünenlere şu bilgiyi verebiliriz. 1970 ve üstü doğumluların çoğunluğu Çamlık yolunda, şimdi Sarıkaya Mobilyanın yerinde ki ahşap evde yaşayan Levon Andıç ve ailesini hatırlarlar.
1980'li yıllara kadar ilçemizde Ermeni kökenli 3-4 aile vardı.
Bunlardan biri bahsettiğim Levon Andıç ve ailesiydi. 1980'li yıllarda İstanbul'a taşınan Levon Andıç yıllar sonra bir dergiye, çocukluğu ve gençliğinin geçtiği Vezirköprü'nün kültürü ile ilgili ipuçları vermiştir.
Bir sonraki Vezirköprü’den Muammer Cebecinin Anıları ( 2 ) de Levon Andıç’ın Çocukluğunda en çok gıpta ettiği ve unutamadığı iki olay var. Biri; Komşu çocukların sünnet olması, diğeri ise Ramazan orucu ile bugün Köprüde yaşanan olaylar konusunu işleyeceğim.
İnsanın ilim ve edebi, en büyük varlığıdır. Eskimez, çürümez, kaybolmaz.( Mevlana)
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN)
Bu sözün ne kadar önemli olduğunu konular işlendikçe fark edeceğimizden eminim.
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. ( Kazım İLHAN )
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın
KAZIM İLHAN
SOSYOLOG VE AİLE DANIŞMA