Doğa Bilimleri Enstitüsü tarafından yürütülen son araştırmalar, zeka denildiğinde akla ilk gelen primatları gölgede bırakabilecek bir hayvan türüne işaret ediyor: kuzgunlar. Karga ailesinin bu siyah tüylü üyesi, yalnızca ses taklidi ya da alet kullanımıyla değil, geleceği planlama, aldatma, iş birliği ve stratejik düşünme gibi becerileriyle de bilim dünyasını şaşkına çevirdi.
Araştırma ekibinin başındaki nörobilimci Dr. Aylin Torun, kuzgunların yalnızca sezgisel davranmadığını, neden-sonuç ilişkisi kurarak karar aldıklarını belirtiyor. “Kuzgunlar, bir problemi çözmeden önce durup düşünme davranışı gösteriyor. Bu, insanda ‘iç ses’ dediğimiz yapının hayvanlardaki karşılığı olabilir,” diyor Torun.
Bir deneyde kuzgunlara, yiyeceğe ulaşmak için özel bir aleti beklemeleri gerektiği öğretildi. Kuşlar, bu aleti ancak 15 dakika sonra alabileceklerini bildikleri halde, aceleci davranmadılar ve gelecekteki ödülü sabırla beklediler — bu davranış daha önce yalnızca insanlarda ve bazı büyük maymunlarda gözlemlenmişti.
Ayrıca kuzgunların başka kuşların niyetlerini tahmin edebildiği, onları kandırmak için sahte yiyecek saklama hareketleri yaptığı da görüldü. Yani yalnızca düşünmüyorlar, başkalarının ne düşüneceğini de öngörmeye çalışıyorlar.
Davranışsal zekâlarıyla sinema ve edebiyatın da dikkatini çeken kuzgunlar, antik kültürlerde sıkça tanrısal mesajcılar olarak betimlenmişti. Bilim şimdi bu mitolojik saygının ardında biyolojik bir haklılık olabileceğini söylüyor.
Araştırmalar ilerledikçe, “İnsanı insan yapan nedir?” sorusu daha da karmaşık hale geliyor. Belki de cevap, gökyüzünde kanat çırpıyor: Zekânın dili sessiz ama derin olabilir.
Kuzgunlar bize, düşünmenin yalnızca kelimelerle değil, eylemle ve seçimle de var olabileceğini gösteriyor.