Oppenheimer, özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi adı verilen gizli projenin başkanlığını yaparak bilimsel anlamda tarihi bir rol üstlenmiştir. Bu proje, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyanın ilk nükleer bombasını geliştirme çabasıydı. Oppenheimer, projenin başarılı bir şekilde yürütülmesi ve nükleer fizik alanında önemli adımların atılması için büyük bir özveriyle çalışmıştır.Ancak, 1945 yılında ABD'nin Japonya'ya atom bombalarını atması ve Hiroşima ile Nagasaki kentlerinin tahrip olmasının ardından Oppenheimer, etik ve insanlık değerleri üzerine yoğun düşüncelere kapılmıştır. Bu durum onun için çelişkili bir konu olmuş ve nükleer silahların kullanımı konusundaki tartışmalara neden olmuştur.Savaştan sonra, Oppenheimer, nükleer silahların kontrol altında tutulmasını ve barışçıl amaçlar için kullanılmasını savunmuş ve bu konuda çaba harcamıştır. Ancak Soğuk Savaş dönemi boyunca komünistlerle bağlantıları olduğu suçlamaları nedeniyle Güvenlik Danışma Kurulu tarafından güvenilmez olarak nitelendirilmiş ve güvenlik izni iptal edilmiştir. Bu olay Oppenheimer için büyük bir travma olmuş ve kariyerine olumsuz etkileri olmuştur.Robert Oppenheimer, nükleer fizik alanındaki çalışmaları ve Manhattan Projesi'ndeki liderliği ile tarihte önemli bir yere sahiptir. Ancak, atom bombalarının kullanımı konusundaki etik düşünceleri ve sonraki politik tartışmalarla birlikte yaşadığı zorluklar da onun hayatının önemli bir parçası olmuştur.
