16 yılı aşkın süredir okul öncesi eğitimine katkı sağlayan Sandıkçı, çocukların sadece bilgiyle değil, sevgiyle, güvenle ve saygıyla büyümesi gerektiğini vurguluyor.
Pırıl Pırıl Gündüz Bakımevi’nin kurucusu ve Atakum Belediyesi Ataçocuk Çocuk Gelişim Merkezi Eğitim Koordinatörü olarak görev yapan Sandıkçı, eğitim felsefesini “her çocuğun birey olarak kabul gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği bir ortam yaratmak” üzerine kuruyor.
Sandıkçı’ya göre oyun temelli öğrenme yaklaşımı, çocukların doğal öğrenme sürecini en iyi şekilde destekliyor. Merak duygusunu tetikleyen, deneyimleyerek öğrenmeyi esas alan bu yöntem, hem zihinsel hem de sosyal gelişim için oldukça etkili. Teknolojinin eğitimdeki yerini ise sınırlı ama bilinçli şekilde değerlendiriyor. Erken çocukluk döneminde duygusal ve dokunsal gelişimin öncelikli olduğunu savunan Sandıkçı, ekran başında geçirilen sürenin pedagojik sınırlar içinde kalması gerektiğine dikkat çekiyor.
Bireysel öğrenme planları ile her çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarına göre özel eğitim süreçleri geliştirdiklerini belirten Sandıkçı, “Her çocuk farklı öğrenir ve gelişir; eğitim bu farklılıklara saygı duyarak şekillenmeli” diyor.
Türkiye’de okul öncesi eğitimin hâlâ hak ettiği değeri görmediğini dile getiren deneyimli eğitimci, bu dönemin çocuğun tüm yaşamını etkileyen bir temel olduğuna dikkat çekiyor. Sandıkçı’ya göre yapılması gereken en önemli reformlardan biri okul öncesi eğitimin zorunlu ve yaygın hale getirilmesi. Ayrıca öğretmen yetiştirme süreçlerinin yeniden yapılandırılması, nitelikli eğitimin önünü açmak açısından kritik bir adım.
Eğitim politikalarının geliştirilmesinde öğretmenlerin ve sahada çalışan yöneticilerin görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Sandıkçı, kararların tepeden inme değil, sahadan gelen deneyimle şekillenmesini savunuyor.
Gelecekte okul öncesi eğitimde doğa temelli programların, duygusal zekâ gelişiminin ve yaratıcı düşünceye dayalı uygulamaların daha fazla önem kazanacağını öngören Sandıkçı, aile katılımının da giderek merkezi bir rol oynayacağını belirtiyor.
Eğitimcilere ise şu tavsiyede bulunuyor: “Çocukları sevmek, sabırlı olmak ve sürekli öğrenmeye açık kalmak, bu mesleğin olmazsa olmazlarıdır. Öğretmenlik, bir çocuğun hayatında iz bırakma sanatıdır.”
Bir eğitim kurumunu sıfırdan inşa etmenin kendisi için en büyük sınavlardan biri olduğunu ifade eden Sandıkçı, inandığı değerlerden ödün vermeden bu süreci başarıyla yönettiğini söylüyor. Bugün, yıllar önce mezun ettiği bir öğrenciden gelen “Ben burada büyüdüm” cümlesinin ise kariyerindeki en anlamlı anlardan biri olduğunu dile getiriyor.