Bilimsel gerçeklerden uzak komplo teorileri ve yanlış bilgilendirmelerle yayılan aşı karşıtı kampanyalar, özellikle çocuklar başta olmak üzere tüm toplumun sağlığını tehdit ediyor.
Aşılanma Oranlarında Dramatik Düşüş ve Hastalık Artışı
Araştırmalar, Türkiye'de temel aşılarını yaptıran çocuk oranının son on yılda yüzde 77'den yüzde 67'ye düştüğünü gözler önüne seriyor. Bu düşüşün en çarpıcı sonucu ise, aşıyla önlenebilen bir hastalık olan kızamık vakalarındaki büyük artış. 2016'da sadece 9 kızamık vakası görülürken, 2017'de bu sayı 84'e, 2018'de ise korkutucu bir şekilde 716'ya yükseldi. Uzmanlar, bu artışın doğrudan aşı karşıtlığının yaygınlaşmasıyla bağlantılı olduğunu belirtiyor.
Refah Düzeyi ve Aşılanma Oranı Arasındaki Bağlantı
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın verileri, dikkat çekici bir gerçeği daha ortaya koyuyor: Ailelerin refah düzeyi arttıkça çocuklarının aşılanma oranı da artıyor. Refah düzeyi düşük ailelerde çocukların aşılanma oranı yüzde 64 iken, en yüksek refah düzeyine sahip ailelerde bu oran yüzde 82'ye kadar çıkıyor. Bu durum, ekonomik iyileştirmeler ve sağlığa ayrılan bütçenin artırılmasıyla Türkiye'nin aşılama oranlarını OECD ülkeleri ortalamasının üzerine çıkarabileceği potansiyelini gösteriyor.
Aşı Reddi: Bireysel Seçim Değil, Toplumsal Sorumsuzluk
Aşılar, sadece aşılanan bireyleri değil, toplumun tamamını koruyan en maliyet etkin ve kolay uygulanabilir yöntemlerden biridir. Hastalıkların önlenmesi ve ölüm oranlarının düşürülmesinde hayati bir rol oynarlar. Aşı reddi yapan bireyler, yalnızca kendi sağlıklarını değil, aynı zamanda aşılanmamış hassas grupları ve tüm toplumu riske atmaktadır. Bu nedenle, aşı reddi kavramının sadece bilimsel verilere dayalı olarak, tarafsız platformlarda tartışılması gerektiği vurgulanıyor.
Aşı Reddi Sayılarında Endişe Verici Artış: Caydırıcı Yaptırımlar Şart!
2011 yılında sadece 183 olan aşı reddi yapan aile sayısı, 2018 itibarıyla 23 bine yaklaşarak ciddi bir tehdit boyutu kazanmıştır. Bu durumun göz ardı edilemez bir tehlike olduğunu belirten yetkililer, toplum sağlığını tehdit eden her türlü girişime karşı caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyor.
Ülkemizin geleceği ve halk sağlığı için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililer göreve davet edilirken, medyanın da bu konuda daha duyarlı olması ve kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatması gerektiği önemle vurgulanıyor. Sizce aşı reddiyle mücadelede en etkili yöntemler neler olmalı?