Samsun'da konuşan İktisadi Kalkınma Vakfı ( İKV ) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ," Gümrük Birliği'nden sonra Türkiye Avrupa ülkelerine sanayi ürünü ihraç eden bir ülke haline geldi" dedi. Türkiye’nin (AB) Gündemi Güncellenen Gümrük Birliğinin İş Dünyasına Etkileri Samsun'da ele alındı. Bu yıl Gümrük Birliği'nin yeniden müzakere edileceğini söyleyen ( İKV ) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas,"Bu konu iş dünyasını da çok yakından ilgilendiriyor."diye konuştu. Gümrük Birliği'nin sanayi mallarını ve tarım ürünlerinin işlenmiş kısımlarını kapsadığını anlatan Nas, " İki taraf arasındaki gümrük vergilerinin kaldırılmasını ön görüyor. Hem de Türkiye'nin Avrupa Birliğinin ortak ticaret politikasına uygunluğunu içeriyor. Fakat bu süreç içerisinde birçok faktör değişim gösterdi. Avrupa Birliği'nin ticaret politikası değişti. Türkiye AB İlişkileri değişti. Dolayısı ile gümrük birliğinin de bu değişimler doğrultusunda güncellenmesi gündeme geldi." dedi. Gümrük Birliğinden sonra Türkiye'nin Avrupa ülkelerine sanayi ürünü ihraç eden bir ülke haline geldiğini anlatan İKV Genel Sekreteri Doç.Dr Çiğdem Nas,şöyle konuştu: "Türkiye AB ilişkilerine gerçekçi bir göz ile baktığımızda en ön planda ticari ilişkiler geliyor. Çünkü Avrupa Birliği Türkiye açısından vazgeçilmez bir ticaret ortağı. Avrupa Birliği açısından bakıldığında Türkiye ihracat yaptıkları beşinci ithalat yaptıkları yedinci sıradaki ülke. 2016 yılında Türkiye AB'ye 67 Milyar Avroluk ihracat 78 milyar avroluk da ithalat yapmış. Hem ihracatta hem ithalat da makine ve otomobil yedek parçaları ve mamulleri en önemli kalemleri oluşturuyor. Gümrük birliğinden önce Türkiye'nin Avrupa'ya satabildiği ürünler tekstil, kuru incir ve kurum üzüm gibi mamullerdi. Gümrük birliğinden sonra Türkiye Avrupa ülkelerine sanayi ürünü ihraç eden bir ülke haline geldi." Türkiye'nin AB ile olan ticareti Türkiye'nin diğer bölgelere olan ihracatını da olumlu yönde etkilediğini belirten Nas," Çünkü Türkiye AB'de edindiği rekabet gücünü diğer piyasalara açılmakta da kullanıyor. Yüksek teknoloji ürünlerin ihracattaki payına bakıldığında 2000'li yılların başında bir artış olduğu görülüyor. Ancak ilerleyen dönemlerde bir düşüş olmuş. Bu durum aslında Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmazı bize gösteriyor. Türkiye şuanda yapması gereken ihracatını yüksek teknoloji ürünlere kaydırabilmek. Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusunun bu durumu olumlu etkileyeceğini ümit ediyoruz. Gümrük birliğinin ilk zamanlarında buna ayak uyduramayan rekabet ortamında işini sürdüremeyen sanayicilerin zarara uğrayarak piyasadan silindiklerine şahit olsak da uzun vadede Avrupa'dan sadece ithalat değil Avrupa'ya ihracat yapan da bir ülke haline geldik.VİZE SERBESTÎSİ GERÇEKLEŞMEDİTüketici haklarının kabul edilmesi, fikri mülkiyet hakkının kabul edilmesi gibi ekonomik hayatı düzenleyen hukuki alt yapının çağdaşlaşmasını sağlayanın da Gümrük Birliği olduğunu söyleyen İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas , " Gelinen süreçte Gümrük Birliği ile ilgili bir güncelleme noktasına gelindi. Dünya Bankası tarafsız bir kuruluş olarak Gümrük Birliğini ele aldı. Gümrük birliğinin daha iyi bir hale gelmesi ve yapılması gereken güncellemeleri araştıran Dünya Bankası bir rapor yayınladı. Bu rapor hem Türkiye hem Avrupa nezdinde olumlu karşılandı. 29 Kasım 2015 tarihinde iki taraf arasında ortak bir eylem planı açıklandı. Bu aslında doğrudan mülteciler ile ilgili bir konu idi. Yani Avrupa ülkeleri Türkiye'den; Suriyeli mültecilerin Ege üzerinden Avrupa'ya geçişlerinin durdurulmasını istiyorlardı. Buna karşılık Avrupa'da mülteciler ile ilgili Türkiye'ye daha fazla yardımcı olacaktı. Ancak, bu aynı zamanda Türkiye AB ilişkilerinin diğer noktalarına da değinen bir plan oldu. Bu plan içerisinde Gümrük Birliğinin güncellenmesi planı da yer aldı. Her iki taraf da Gümrük Birliğinin güncellenmesini desteklediklerini ifade ettiler. Bunun içinde vize serbestîsi konusu da vardı. Geçtiğimiz yılın Ekim ayına kadar gerçekleşmesi gereken vize serbestîsi henüz gerçekleşmedi." dedi.GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENMELİ21 Aralık tarihinde Avrupa Birliği'nin yürütme organı olan Avrupa komisyonunun bir belge hazırladığını ve bu belgede Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin her iki taraf açısından da olumlu olduğu ve güncellemelere başlanması gerektiğinin belirtildiğini ifade eden Nas, " Ancak, komisyonun Gümrük Birliği güncelleme çalışmalarına başlayabilmesi için Avrupa Birliği ülkelerinin komisyona yetki vermesi gerekiyor. Henüz bu yetki gelmedi ancak bu yıl yetkinin gelerek müzakerelerin başlaması bekleniyor. Bu süre içerisinde Türkiye ve AB ilişkilerinin bozulması süreci geciktirdi. Gümrük birliği teknik ve ticari bir konu. Fakat Avrupa Birliği üyesi ülkeler güncellenme müzakerelerinin başlaması için bazı siyasi koşullar getirebilirler. Elbette bu durum süreci daha da geciktirebilir. Bu güncellenme her iki tarafında istediği bir şey. bu nedenle gecikmeli de olsa bu yıl içinde başlamasını bekliyoruz" diye konuştu. Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde Gümrük Birliğine girildiğinde 4-5 yıl içinde Avrupa Birliği üyesi olmamız beklendiğini hatırlatan Çiğdem Nas, "Gümrük Birliği Avrupa üyeliğinden bir önceki durak olarak görülüyordu. Fakat geçen süre zarfında AB üyeliği gerçekleşmeyince Gümrük birliği içerisindeki bazı sorunlarda iyice gün yüzüne çıkmaya başladı. " dedi. Türkiye'nin Gümrük Birliği içerisinde AB'nin ortak ticaret politikasına uyum sağlamak durumunda olduğunu öne süren Nas, "Fakat bunu yaparken o ticaret politikasının oluşturulma sürecinde Türkiye yok. Türkiye'nin oy hakkı yok çünkü üye değil. Bu da asimetrik bir ilişki ortaya çıkartıyor. Söz hakkınız olmayan bir politikanın uygulayıcısı konumunda oluyorsunuz. Diğer önemli bir konu serbest ticaret anlaşmaları. AB son 10 yıl içinde giderek serbest ticaret anlaşmalarının sayısını arttırdı. En son Kanada ile bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar ile AB dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırmayı hedefledi. Yani gümrüksüz mal satarak herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan ürün satabilmeyi hedefledi. Fakat burada Türkiye açısından şöyle bir sonuç doğdu; AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler gümrük birliği üzerinden Türkiye'ye de mallarını satabiliyorlar. Fakat Türkiye bu ülkelerde serbest ticaret anlaşması imzalamadıkça bu avantajlara sahip olamıyor. Türkiye'nin de serbest ticaret anlaşması imzalanan ülkelere giderek bu anlaşmayı müzakere etmesi gerekiyor. Bu durum da 3-5 senelik bir gecikmeye sebep oluyor. Çünkü bu ülkeler nasıl olsa gümrük birliği üzerinden mallarını satabildikleri Türkiye'ye mütakabiliyet üzerinden avantaj vermeye yanaşmıyorlar. Dolayısı ile Türkiye'nin Gümrük Birliği ile sağladığı kazanımlarda aşınma ve geriye düşme söz konusu. Gümrük Birliği güncellenmeli ki Türkiye bu sorunları aşabilsin. Türkiye AB ülkelerinin karar alma süreci ile ilgili en azından gözlemci olarak katılabilmesi öngörülüyor. Yani ticaret komitesi gibi komitelere Türkiye'nin de katılabilmesi ön görülüyor. Tabi Türkiye AB üyesi olmadığı sürece oy kullanamaz ve tam belirleyici olamasa da süreci daha iyi takip edebilir. "TÜRKİYE 34 TRİLYON DOLARLIK PAZARA ERİŞECEKDiğer bir konunun da ulaştırma kotaları olduğunu söyleyen Nas, "Türkiye'den AB ülkelerine mal taşıyan kamyonların geçtikleri ülkelerde çeşitli kotalara uğramaları çeşitli geçiş ücretlerine tabi tutulmaları gibi konuların ortadan kaldırılması bekleniyor. Diğer tarife dışı engeller iki taraf açısından da önemli. Çünkü gümrüklerde bürokratik engeller çıkartabiliyorsunuz. Gümrüklerdeki işlemleri çok uzatabiliyorsunuz. Bunlarda ticarette bezdirici ve yavaşlatıcı etkilerde bulunuyor. Bir başka önemli konu Gümrük Birliğinin kapsamının genişletilmesi. Sadece sanayi ürünlerinin dahil olduğu bir GB yerine tarım ürünleri, hizmet ticareti ve kamu alımları piyasalarının karşılıklı açılmalarını içeren bir GB'nin ortaya çıkması. Bu konuda Gümrük Birliğini sanayi alanında sınırlı tutalım ve güncelleştirmeleri yapalım ancak tarım ürünleri, hizmet ticareti ve kamu alımları piyasalarının karşılıklı açılmaları yerine bunlarla ilgili serbest ticaret anlaşmaları imzalayalım gibi teklifler söz konusu. Ayrıca AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı ülkelerle Türkiye'nin de STA imzalaması ve bu piyasaları tercihli erişim sağlaması konusu var. Bu durum da ihracat ve ticaret açısından da avantaj sağlayacak.Bütün bu anlaşmalar sonucunda Türkiye 34 trilyon dolarlık bir gayri safi hasılaya sahip bir pazara erişim sağlamış olacak. İthalat açısından 5,8 tirilyon dolarlık 3 milyar insanın var olduğu bir pazara erişim sağlayacak. Dünya'daki bütün ülkelerin STA'lara büyük önem verdiklerini de anlatkan Nas," STA'lar artık sadece mal ticaretini içermiyor. Bu STA'ların içerisinde hizmet ticareti söz konusu, yerleşme serbestisi söz konusu. Fikir mülkiyeti ve rekabet kuralları gibi konularda uyum sağlanması konusu yer alıyor. Türkiye'de bu süreçte yer alacaksa yeni nesil STA'lara uyum sağlaması ve bunlara son derece iyi müzakere edebilecek bir kapasiteyi de oluşturması gerekiyor. Avrupa komisyonunun etki analizine baktığımızda; Gayri safi hasılada Türkiye için yüzde 1,44 oranında artış öngörüldü. ekonomik refah artışı olarak da 12,5 milyar avroluk bir artış öngörülmüş. İhracat artışı olarak da 5 milyar avroya yakın bir artış öngörülmüş. Gümrük Birliği'nin genişlemesini göz önüne aldığımızda birçok farklı sektör bundan etkilenecek. Bütün tarım ürünlerinin gruplarını bütün hizmet gruplarını dikkate almamız gerekiyor. Bilişimden, turizme taşımacılığa kadar birçok sektör bundan etkilenebiliyor. İstihdama bakıldığında AB'de özellikle tarım sektöründe istihdam artışı beklentisi var. Özellikle tahıl pirinç yağlı tohumlar et süt ürünleri gibi kalemlerden ötürü bu sektörde istihdam artışı bekleniyor. Fakat tekstil, giyim, ayakkabı sektörlerinde istihdam düşüşü bekleniyor. Türkiye'deki istihdama bakıldığında tahıl, süt ürünleri et ürünleri sektörinde istihdam düşüşü bekleniyor. Tekstil, ayakkabı, taşımacılık ve inşaat sektörlerinde istihdam artışı bekleniyor. “
EKONOMİ
03 Kasım 2019 - 12:03
Güncelleme: 13 Ocak 2022 - 23:15
Gümrük Birliği Samsun'da Ele Alındı
EKONOMİ
03 Kasım 2019 - 12:03
Güncelleme: 13 Ocak 2022 - 23:15