1863 yılında inşa edilen fener, beş nesildir Çilesiz ailesi tarafından korunmakta ve Karadeniz’deki denizcilerin önemli bir pusulası haline gelmiştir.Bakan Uraloğlu, fenerin yerden 9 metre, deniz seviyesinden ise 26 metre yükseklikte bulunduğunu kaydederek, “Bu tarihi yapıların korunması sadece bir görev değil, aynı zamanda milli bir sorumluluktur,” dedi. Uraloğlu, fenerin denizcilere yol gösteren önemli bir unsur olduğunu vurguladı ve “Denizcilere yol gösteren bu fenerin hiçbir zaman sönmemesi gerekir,” şeklinde konuştu.
Çilesiz Ailesinin Özverisiİnceburun Deniz Feneri’nin 5. kuşak bakıcısı Erol Çilesiz, 1992 yılından bu yana ailesinin mirasını başarıyla sürdürdüğünü belirtti. Erol Çilesiz, büyük dedesi Şaban Bey’den başlayarak ailesinin bu önemli görevi başarıyla yerine getirdiğini ifade etti. “İnceburun Feneri, nesilden nesle aktarılan bir miras. Bu tarihi yapının varlığı, büyük emek veren insanların sayesinde mümkün olmuştur,” dedi.Bakan Uraloğlu, “Denizcilerimizin güvenliğini sağlayan bu ışığın hep yanması için elimizden gelen tüm desteği vermeye devam edeceğiz,” diyerek, Çilesiz ailesinin bu özverisini takdir etti.
Evimiz ve YuvamızErol Çilesiz, İnceburun Feneri’nin kendileri için sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda evleri ve yuvaları olduğunu belirtti. “Babam bu fenerde görevliyken, 1965 yılında doğdum. Yani çocukluğumdan beri buranın zorlu çalışma şartlarına aşinayım,” diyen Çilesiz, fenerin bakım ve onarımlarını büyük bir titizlikle sürdürdüklerini vurguladı. “Her sabah rutin bakımlarımızı ve temizliğimizi yaparız. Hava şartlarına göre küçük bakım onarımlarını gerçekleştiririz,” diye ekledi.
Erol Çilesiz, “İşimi gerçekten çok severek yapıyorum ve Türkiye’nin en kuzey ucundan, tarihî İnceburun Fenerimizden tüm denizcileri ve denizi sevenleri selamlıyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.
İnceburun Deniz Feneri, hem tarihi bir yapı olarak hem de denizciler için önemli bir güvenlik unsuru olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Çilesiz Ailesinin Özverisiİnceburun Deniz Feneri’nin 5. kuşak bakıcısı Erol Çilesiz, 1992 yılından bu yana ailesinin mirasını başarıyla sürdürdüğünü belirtti. Erol Çilesiz, büyük dedesi Şaban Bey’den başlayarak ailesinin bu önemli görevi başarıyla yerine getirdiğini ifade etti. “İnceburun Feneri, nesilden nesle aktarılan bir miras. Bu tarihi yapının varlığı, büyük emek veren insanların sayesinde mümkün olmuştur,” dedi.Bakan Uraloğlu, “Denizcilerimizin güvenliğini sağlayan bu ışığın hep yanması için elimizden gelen tüm desteği vermeye devam edeceğiz,” diyerek, Çilesiz ailesinin bu özverisini takdir etti.Evimiz ve YuvamızErol Çilesiz, İnceburun Feneri’nin kendileri için sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda evleri ve yuvaları olduğunu belirtti. “Babam bu fenerde görevliyken, 1965 yılında doğdum. Yani çocukluğumdan beri buranın zorlu çalışma şartlarına aşinayım,” diyen Çilesiz, fenerin bakım ve onarımlarını büyük bir titizlikle sürdürdüklerini vurguladı. “Her sabah rutin bakımlarımızı ve temizliğimizi yaparız. Hava şartlarına göre küçük bakım onarımlarını gerçekleştiririz,” diye ekledi.Erol Çilesiz, “İşimi gerçekten çok severek yapıyorum ve Türkiye’nin en kuzey ucundan, tarihî İnceburun Fenerimizden tüm denizcileri ve denizi sevenleri selamlıyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.İnceburun Deniz Feneri, hem tarihi bir yapı olarak hem de denizciler için önemli bir güvenlik unsuru olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. 
