Dünya olarak coronavirüs sorunu ile mücadelemiz devam ederken aldığımız iyi haberler umudumuzu yeşertmeye başladı bile. Ülkemiz bu süreçten bir çok ülkeye göre daha az hasarla çıkacak diye umut ediyoruz. Yeri gelmişken dişini tırnağına takıp çalışmalarına canından olma pahasına devam eden sağlık çalışanı arkadaşlarımıza minnet ve saygılarımızı sunuyoruz. Son birkaç gündür iyileşen hasta sayısı yeni tanı konulan hasta sayısını aşmış bulunmakta. Bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor ama normale dönmemize tedbirlerimize devam edersek az kaldığını gösteriyor diyebiliriz.
Normale dönebilecek miyiz? Sorularıyla fazlasıyla karşılaşır olduk. Normalden kasıt nedir dediğimde? “Mesela önceki gibi ellerimin kirli kaldığı şüphesiyle dakikalarca yıkayacağımdan korkuyorum, ellerimi yıkadığım halde hala temiz olmadığından kuşku duyup tekrar lavaboya koşacağım. “
“Çocuğuma eskisi gibi sarılamayacağım gibi geliyor. Öksürmeye başlasa kaygılarımın tavan yapacağından şüpheleniyorum. Geçecek gibi gelmiyor?”
“Okullar açıldı diyelim… Göndermeye cesaret edebilecek miyim?”
“Bir gün sadece markete gittim geldim. Ertesi gün boğaz ağrısıyla başlayan şikâyetlerime halsizlik de eklenince psikolojim alt üst oldu. İstemeyerek de olsa acilde buldum kendimi. Hiçbir sorun olmadığını söyleyen doktor da yeterli gelmedi. Ya hemen çıkmazsa ilerde çıkarsa? Bundan sonra evden çıkabileceğimi de sanmıyorum.”
“Sınava tam konsantre şekilde hazırlanıyordum. Motivasyonum da iyiydi. Şimdi belirsizlik endişemi artırmak dışında bir şeye neden olmuyor. Eskisi gibi başarılı olabileceğime inancım kalmadı.”
Son 2 aylık sürecin psikolojik boyutunun özeti bu cümleler. Covid-19 salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de ekonomik, sosyal, psikolojik boyutlarıyla etkiledi. İyi haberleri almaya başladığımız bu günlerde normalleşme sürecine dair soru işaretleri artmaya başladı.
İnsanlar hayatta kalma motivasyonuyla var olurlar. Ve buna yönelik her türlü tehdit stres faktörü olarak algılanır. Stres faktörüyle karşı karşıya kalan beden ise bir takım fiziksel ve ruhsal belirtiler gösterir. Salgın da bir stres faktörüdür ve bununla karşı karşıya kalan insanların bedensel ve ruhsal tepkiler göstermesi olasıdır. Yalnız karşı karşıya kaldığımız durum netleştikçe, iyileşmeye doğru gidildikçe stres azalır ve günlük rutinlerimizi yerine getirmeye devam ederiz.
Salgın kontrol altına alındıktan sonra normal hayatımıza dönüş süreciyle alakalı hala belirsizlik hakim. Bir çok uzman artık bir dönüşüm olacağından ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağından bahsediyor. Bunu zamanla görebileceğiz.
Değinmemiz gereken önemli bir nokta var. Baş etme stratejileriniz ne kadar sağlam, sosyal desteğiniz ne kadar yeterli, iletişim ve problem çözme becerileriniz ne kadar gelişmişse salgın da dahil olmak üzere bu tür stres faktörleriyle baş etmeniz o kadar kolaylaşacaktır. Normale dönüşle birlikte kendinize biraz zaman vermeniz gerekecektir. İşlevselliğinizde her hangi bir düşüş ya da isteksizlik varsa, temiz olmayla alakalı düşünceleriniz zihninizi fazlasıyla meşgul ediyor ve bunu gidermek için uğraşınız saatler sürüyorsa, aşırı kaygılı ve huzursuzluk hissediyorsanız destek almak için başvurmanız gerekecektir.