Merhaba kıymetli okuyucularım; İnsanın varoluşundan beri merak ettiği en önemli soru üzerine nice düşünürler kafa yordu, nice bilginler tezler üretti, nice lafazanlar tartıştı. Fakat vardığımız nokta hiç değişmedi: Tümden bir belirsizlik, yokluk, hiçlik hali.
Sokrates’in Savunması ise; Dört bir yanımızı saran şu “cehalet Çağı’nda bilmediğini bilmenin de bir erdem olabileceğini hatırlamak belki de bizi kurtaracak olandır.
Sosyoloji ve kamu sağlığı alanında çalışmalarıyla tanınan akademisyen Dr. Allan Kellehear ise “Ölmek ne tek bir şey, ne tek bir deneyim, ne de basitçe sağlık durumundaki kötüleşme ya da zayıflık klişesi” diyor. Ölme her zaman sağlık durumundaki kötüleşmeyle, umutsuzlukla ilişkili olmasa da, sağlığını yitirme ve çaresizlik hemen her zaman yaşamın sona erişiyle ilişkilendirilir.
Bu çalışmada Eshab-ı Kehf miti bağlamında ölümün çeşitli zamanlarda, dinler ve inanışlarda, felsefelerde ne anlama geldiğine dair bir çerçeve belirleme gayreti içinde olunmuştur.
İnsanın varoluşsal kaygıları ile toplumun insandan beklentileri arasında insan aklının nasıl formüller ürettiği tespit edilerek süreklilikler ve farklılıkların neler olduğu, saptanmaya çalışılmıştır.
Buna göre, insanın ölüm bilincine sahip olması öncelikle onun ölümsüzlük arayışına girmesine neden olmaktadır.
Ölümsüzlük arayışı, ruh-beden ayrımı ve insanın ruh-akıl-nefsi ile özdeşleştirilerek neticede ölümlü olanın beden olduğu dolayısı, ile insanın ruh akıl-nefsi olarak ölmeyeceği ya da yeniden dirileceği dinler tarafından formüle edilmiştir.
Sonuç olarak; Her doğal olayda olduğu gibi ölüm olayı da toplumsal kültürel anlam dünyası tarafından anlamlı kılınmak durumundadır. İnsanı buna iten aklıdır ki bu insandaki kendilik farkındalığıdır.
Yazıma Yahya Kemal Beyatlı’nın Eylül Sonu adlı şiirinden bir alıntıyla son vermek istiyorum.
Buyurun;
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor.
Düşündürebilmek, gelecek için üretilecek ürünün ana kapısıdır. ( Kazım İLHAN )
Toplumun ve ailenin en büyük ilacı doğru iletişimdir. ( Kazım İLHAN )
Sizlerin düşünce ve duygularınız benim için önemli; Paylaşmak ve paylaşılmasını istediğiniz konularınızı bekliyorum. Saygılarımla.
Birlikte siz, biz demeden, sıcak, sevecen ve mutlu birlikteliklerin bir arada olduğu sağlıklı neşeli yarınlar dilerim. Hoşça kalın.