İstanbul'un medeniyetlerin, kıtaların ve kültürlerin buluşma noktası olduğunu vurgulayan Erdoğan, gönül coğrafyasının farklı köşelerinden gelen katılımcıları ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Konuşmasında dünya genelindeki dostlara, mazlumlara ve mağdurlara selam gönderirken, özellikle Kudüs ve Filistin'e yönelik derin üzüntüsünü dile getirerek Filistinli yiğitlere özel selamlarını iletti.
Arnavutluk İçin Dayanışma Çağrısı
Erdoğan, Arnavutluk'ta yaşanan deprem felaketi sonrası hayatını kaybedenlere rahmet dileyip, yaralılara acil şifalar temenni etti. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile iki kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve Türkiye'nin ülkenin yanında olduğunu belirtti. Türkiye'nin ve İslam dünyasının Arnavutluk'a yardım göndermeye devam ettiğini ifade eden Erdoğan, tüm İslam ülkelerine Arnavutluk'un yanında durma çağrısı yaptı.
İslam Dünyasının Ekonomik Durumu ve Uluslararası Adalet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerinin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklara dikkat çekti. İslam ülkelerinin dünya nüfusunun %24'ünü oluşturmasına rağmen, küresel ticaretten sadece %9,7 pay aldığını ve yüksek teknoloji ürünleri ihracatındaki paylarının %4'ü bile bulmadığını belirtti. Erdoğan, İslam aleminin sahip olduğu doğal kaynakların, Batı ülkelerinin zenginleşmesine hizmet ettiğini ve İslam ülkelerinin ekonomik gücüne rağmen uluslararası arenada yeterince söz sahibi olamadığını vurguladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve küresel güvenlik sistemine yönelik eleştirilerini yineleyen Erdoğan, mevcut yapının adaletsiz olduğunu söyledi. "Dünya beşten büyüktür" çağrısının gerisinde, bu sistemin ivedilikle reforme edilmesi gerektiği gerçeğinin yattığını ifade etti. BMGK'nın beş daimi üyesinin içinde bir Müslüman ülke bulunmamasının büyük bir adaletsizlik olduğunu belirterek, uluslararası güvenlik yapısının güncellenmesi gerektiğini vurguladı.
Adalet, Hakkaniyet ve İslamofobiye Karşı Mücadele
Erdoğan, Müslümanların, adalet, hakkaniyet ve barışı savunma sorumluluğu taşıdığını söyledi. İslam dünyasının kendi geleceğini şekillendirebilmesi için birlik içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) gücünü daha etkin bir şekilde kullanarak adaletin sağlanması için çaba göstermeleri gerektiğini belirtti.
Batı dünyasında İslam düşmanlığının ve yabancı karşıtlığının hızla yayıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı, Müslümanlara yönelik nefret suçlarının arttığını ve Batılı ülkelerin bu konuda sessiz kaldığını ifade etti. Christchurch terör eylemi sonrasında İİT Acil İcra Komitesi'ni toplayarak bu sorunun çözülmesi için önemli adımlar atıldığını hatırlatan Erdoğan, İslamofobiye karşı 15 Mart'ın "Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kabul edilmesi çağrısını yineledi. Filistin'in ve Kudüs'ün haklarını savunmaya devam edeceklerini belirterek, BM Genel Kurulu'nda da bu konuya ilişkin önemli kararlar alındığını vurguladı.
İslam Dünyasının Potansiyeli ve Gelecek Vizyonu
Erdoğan, İslam dünyasının potansiyelinin farkına varması gerektiğini ve birlik içinde hareket etmenin önemini vurguladı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 50. yılını kutlayan Erdoğan, teşkilatın gücünü artırmak için Türkiye'nin aktif bir şekilde katkı sağladığını belirtti. Konuşmasını, "Bir kötülük gördüğümüzde buna karşı çıkmakla mükellefiz. İslam’a hizmet etmek, adaleti ve hakkaniyeti savunmak, bu yüzyılda Müslümanların sorumluluğudur" sözleriyle tamamladı.