Rekor rekolteye rağmen TMO'nun belirlediği alım fiyatlarının üreticiyi tatmin ettiği, ihracatın ise tarihi seviyelere ulaştığı vurgulandı. Ancak uzmanlar, sürdürülebilir ihracat için fiyat politikalarında daha dikkatli olunması gerektiğine işaret etti.
Tarım ve fındık ekonomisi alanında çalışan serbest piyasa uzmanlarının hazırladığı rapora göre, 2019 yılında yaklaşık 800 bin tonluk kabuklu fındık rekoltesi gerçekleşti. Bu dönemde TMO'nun 16.50 TL gibi tatmin edici bir alım fiyatı açıklaması, iç piyasada fiyatların düşmesini önledi ve üreticinin korunmasına katkı sundu.
Aynı yıl fındık ihracatının 330-340 bin ton iç fındık seviyelerine ulaşması, Türkiye açısından tarihi bir başarı olarak kayda geçti. Bu gelişmenin, ülkenin net döviz girdisini artırdığı vurgulanırken, ihracatçıların piyasadaki etkisi TMO’nun stratejilerinde belirleyici rol oynadı.
"TMO Düzenleyici Değil, Rekabetçi Aktör Haline Geldi"
Raporda, TMO’nun 2019’da sadece alım değil, doğrudan satış ve fiyat belirleyici aktör rolüyle sektördeki dengeleri önemli ölçüde etkilediği belirtildi. Ancak kurumun doğası gereği bir üretici örgütü değil, İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu ve kar-zarar dengesine göre hareket ettiği hatırlatıldı.
Uzmanlar, TMO’nun bu pozisyonunun, serbest piyasa ilkeleriyle çelişebileceği uyarısında bulunarak, devletin düzenleyici pozisyonunu terk edip, rekabetçi bir aktöre dönüşmesinin uzun vadede özel sektör oyuncularını zor durumda bırakabileceğini ifade etti.
İhracatçılar: “Satış Fiyatları, Gelecekteki Piyasayı Belirliyor”
TMO’nun 2020 yılı Mayıs ayında, piyasada fındık kalmadığı halde satış fiyatını 24 TL’ye yükseltmesinin, sektördeki bazı stokçu gruplara büyük karlar sağladığı ifade edildi. Bu durumun, “spekülasyon amaçlı fındık stokçuluğunu” adeta meslek haline getirdiği ve gerçek sanayici-ihracatçılar açısından tehdit oluşturduğu vurgulandı.
Uzmanlar ayrıca, fiyatların sadece iç piyasayı değil, dış pazarlardaki rekabet gücünü de doğrudan etkilediğini belirtti. Fındık ihracatında sürdürülebilir büyümenin, ancak istikrarlı fiyat politikaları ve ihracat odaklı planlamalar ile mümkün olabileceği kaydedildi.
Fiyat Artışı Bademi Geride Bıraktı, Endişeler Büyüyor
Raporda, son dönemde fındık fiyatlarının badem gibi diğer kuruyemiş ürünlerinin çok üzerine çıkmasının, dünya piyasalarında rekabet gücünü zayıflatabileceği uyarısı da yer aldı. Bu durumun, ilerleyen dönemlerde ihracatın azalmasına ve TMO’nun daha fazla ürünü elinde tutmak zorunda kalmasına yol açabileceği dile getirildi.
Uzmanlara göre bu, geçmişte olduğu gibi devletin fındık stoklarını elden çıkaramayarak yağlık sanayiye ürün vermek zorunda kalacağı bir senaryoyu yeniden gündeme getirebilir. Aynı zamanda istihdamda da düşüş yaşanabileceği uyarısı yapıldı.
25 Bin Kişiye İstihdam Sağlayan Sektör: Rekabete Dayalı Büyüme Zarar Görmesin
Fındık ihracatının Karadeniz Bölgesi’nde yaklaşık 25 bin kişiye doğrudan istihdam sağladığı vurgulanan raporda, TMO’nun serbest piyasa dengesine uygun adımlar atması gerektiği ifade edildi. Raporda, “Günlük düşünme lüksü bulunmayan Türk fındık sektörü, ihracatta hem miktar hem fiyat artışını sürdürülebilir kılmak zorundadır” denildi.
Stratejik Ürün Olan Fındıkta Yeni Yol Haritası Şart
Raporun genel değerlendirmesinde, Türkiye’nin stratejik ihracat ürünü olan fındıkta, serbest piyasa ile kamu müdahalesi dengesinin iyi kurulması, fiyatların ise hem üreticiyi hem de ihracatçıyı gözeten bir yapıya oturtulması gerektiği vurgulandı. Aksi halde sektörün geleceği için risklerin giderek artabileceği dile getirildi.