SAMSUN – Fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine büyük zarar veren kahverengi kokarca ile mücadelede Samsun’da önemli bir adım atıldı. Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (KTAE) bünyesinde, DOKAP (Doğu Karadeniz Kalkınma İdaresi) ve KİB (Karadeniz İhracatçı Birlikleri) iş birliğiyle yapım ve donatımı tamamlanan yeni laboratuvar, zararlı böceğe karşı biyolojik mücadelede kritik bir rol üstlenecek.
Doğal Parazitör Üretimiyle Zararlıya Karşı Etkin Çözüm
Yeni kurulan laboratuvarda, kahverengi kokarcayla mücadelede doğal parazitör olarak kullanılan samuray arıcığı (Trissolcus japonicus) adlı yararlı böceğin üretimi ve çoğaltılması sağlanacak.
KTAE Müdürü Doç. Dr. Kibar Ak, laboratuvarın önemine dikkat çekerek, “Zararlı ile doğal yoldan mücadele etmemiz gerekiyor. Bu amaçla, kahverengi kokarcanın yumurta parazitoiti olan bu yararlı böceğin üretimiyle fındık bahçelerindeki olumsuz etkilerin önüne geçmeyi planlıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Fındık Bahçelerinde Biyolojik Mücadele Dönemi
Fındık üreticileri için büyük bir tehdit oluşturan kahverengi kokarca, ürün kalitesini ve verimini ciddi şekilde düşürüyor. Laboratuvarın faaliyete geçmesiyle birlikte, yararlı böceklerin çoğaltılarak doğaya salınması ve bu sayede zararlı popülasyonunun doğal yoldan azaltılması hedefleniyor.
Uzmanlar Panelde Buluşacak
22 Ekim Cuma günü KTAE’de düzenlenecek panelde, kahverengi kokarca ile ilgili son gelişmeler ve biyolojik mücadele teknikleri ele alınacak.
Panelin moderatörlüğünü Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. İslam Saruhan üstlenecek. Etkinlikte, Doç. Dr. Kibar Ak fındık bölgesindeki mevcut durumu aktarırken, Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz Türkiye’de zararlı böceklerle mücadeledeki mevcut yöntemleri değerlendirecek.
OMÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Tuncer ise bugüne kadar yapılan araştırmalar ve uygulamalara ilişkin bilgi verecek.
Samsun, Biyolojik Mücadelede Öncü Konuma Geliyor
Bu proje, yalnızca fındık üreticileri için değil, tüm Karadeniz tarım sektörü için çevre dostu ve sürdürülebilir bir çözüm niteliği taşıyor.
Biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla, kimyasal kullanımının azaltılması ve ekosistemin korunması hedefleniyo









